2Department of Midwifery, Marmara University, Faculty of Health Sciences, İstanbul, Türkiye
Abstract
Introduction: Adverse childhood events (ACEs) profoundly affect psychological health, yet their influence on maternal-fetal attachment remains unclear. This study investigates how childhood trauma impacts prenatal bonding, with two aims: (1) to clarify the ACEs-attachment relationship during pregnancy, and (2) to guide preventive interventions by assessing how trauma may disrupt early mother-infant bonding.
Materials and Methods: Pregnant women (aged 18-35) receiving care at a state hospital in Istanbul (January-December 2024) were attended the study. Data were collected using: (1) a demographic questionnaire, (2) the Adverse Childhood Events-Turkish Scale (ACE), and (3) the Prenatal Attachment Inventory (PAI). Statistical analyses included descriptive statistics, nonparametric tests (Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis), parametric tests (t-tests, ANOVA with post-hoc analyses), and linear regression to examine ACEs' predictive effect on attachment.
Results: The study included 602 pregnant women. The mean age of participants was 25.67 (±3.81) years old, with a mean gestational age of 31.07 (±7.15) weeks; 77.6% had at least a high school education. Smoking and psychiatric history correlated strongly with ACEs (p<0.001). Marriage type, pregnancy planning, and fetal gender significantly affected attachment (p<0.005). Notably, women with divorced parents had higher attachment scores (p=0.006). Contrary to expectations, ACE-exposed women showed stronger prenatal attachment (66.81±10.23) versus non-exposed women (64.60±11.39; p=0.036). Regression analysis showed that ACEs minimally predicted attachment (R²=0.007, p=0.036), and this association was no longer significant after adjusting for psychosocial factors (p=0.079). Planned pregnancy, love marriage and knowledge of fetal gender were associated with higher attachment. Discussion and Conclusion: Regression models showed ACEs had a minimal and clinically negligible effect on prenatal attachment, which became non-significant when psychosocial factors were included.
2
Amaç: Çocukluk çağı olumsuz yaşantılar (ÇÇOY) psikolojik sağlığı derinden etkiler, ancak anne-fetal bağlanma üzerindeki etkileri belirsizliğini korumaktadır. Bu çalışma, çocukluk çağı travmalarının doğum öncesi bağlanmayı nasıl etkilediğini araştırmaktadır ve iki amacı vardır: (1) gebelik sırasında ÇÇOY-bağlanma ilişkisini açıklığa kavuşturmak ve (2) travmanın erken anne-bebek bağlanmasını nasıl bozabileceğini değerlendirerek önleyici müdahalelere rehberlik etmektir.
Yöntem: Çalışmaya Ocak-Aralık 2024 tarih aralığında İstanbul'da bir devlet hastanesinde tedavi gören 18-35 yaş aralığında 602 gebe kadın dahil edilmiştir. Veriler (1) demografik anket, (2) Çocukluk Çağı Olumsuz Yaşantıları -Türkçe Ölçeği(ÇÇOYÖ) ve (3) Prenatal Bağlanma Envanteri(PBE) kullanılarak toplanmıştır. İstatistiksel analizler tanımlayıcı istatistikleri, parametrik olmayan testleri (Mann-Whitney U, Kruskal-Wallis), parametrik testleri (t-testleri, post-hoc analizli ANOVA) ve ÇÇOY'lerin bağlanma üzerindeki yordayıcı etkisini incelemek için doğrusal regresyonu içermektedir.
Bulgular: Çalışmaya 602 hamile kadın dahil edilmiştir. Katılımcıların yaş ortalaması 25.67(±3.81), gebelik yaşı ortalaması 31.07(±7.15) hafta; %77.6'sı en az lise eğitimine sahiptir. Sigara kullanımı ve psikiyatrik öykü, ÇÇOY'ler ile güçlü bir korelasyon göstermiştir(p<0.001). Evlilik tipi, gebelik planlaması ve fetal cinsiyet bağlanmayı önemli ölçüde etkilemiştir(p<0.005). Özellikle, ebeveynleri boşanmış olan kadınların bağlanma puanları daha yüksektir(p=0.006). Beklenenin aksine, ÇÇOY'ye maruz kalan kadınlar (66.81±10.23), maruz kalmayan kadınlara (64.60±11.39) kıyasla daha güçlü doğum öncesi bağlanma göstermiştir(p=0.036). Regresyon analizi ÇÇOY’lerin bağlanmayı minimal düzeyde yordadığını göstermiştir (R²=0.007, p=0.03) ve psikososyal faktörler kontrol edildiğinde bu ilişki anlamını yitirmiştir (p=0.07). Planlı gebelik, aşk evliliği ve fetal cinsiyet bilgisi daha yüksek bağlanma ile ilişkilendirilmiştir.
Sonuç: Regresyon modelleri, ÇÇOY'lerin prenatal bağlanma üzerinde minimal ve klinik olarak ihmal edilebilir bir etkisi olduğunu ve psikososyal faktörler dahil edildiğinde bu etkinin önemsiz hale geldiğini göstermiştir.
